Powered By Blogger

29 Aralık 2010 Çarşamba

EŞEK..


İnsanoğlu kendi ya da başkasının yaptığı tük akılsızlıkları her zaman eşeklikle ifade etmiş. Oysaki hayvanları evcilleştirmeye başladığımız yıllardan buyana her zaman bizim yanımızda olan ve her türlü yardımını esirgemeyen bu hayvan birçok insandan daha akıllı ve gereklidir.

Binek yada hizmet aracı olarak kullanılan evcilleştirilmiş toynaklılar familyasından olan eşek, hemcinslerine göre çok daha dayanıklıdır. Tropikal ve orta kuşak çevresi tüm iklim ve yaşam alanlarında türlerine rastlanılan bu kader ortağımızın, Hindistan ve Moğolistan’da yabani, Afrika Savanlarında ise çizgili türleri olan Zebralara rastlanılmaktadır. Özellikle Kuzey Afrika, Meksika, İspanya ve Yunanistan’da dağlık arazilere sahip kırsal alanlar için vazgeçilmez bir taşıt olarak hala hizmet vermektedir. Eşeklerin postları, büyüklükleri ve deri renkleri ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de eşeklikleri her yerde baki kalmaktadır.

At ile eşek arasında doğan yasak aşkın meyvesi sayılan ‘’katır’’ ise eşeğin yaşamının başka bir trajik yanıdır. Tıpkı ebeveyni gibi her türlü işe koşulan, dövülen, sövülen bu güzel gözlü hayvan üstüne üstük birde neslini geleceğe aktaramamak acısını yaşamaktadır. Yeni katırlar ancak,birbirini seven ama bir türlü kavuşamayan ve hoş karşılanmayan aşkların yasak meyveleri ile meydana gelmektedirler. 

Aslında hayatımızın makineleşme öncesi dönemlerinin isimsiz kahramanları olan bu hayvanlar hakkında yazılacak çok fazla şey var. Mesela Eşek Kulaklı Midas diye tarihsel bir kişilik var Anadolu topraklarında. Bu adam, Gordion kentinde yaşamış efsanevi Frigya kralıdır. Kral oluşu, yaşamı ve ölümü üzerine çeşitli mitolojiler yazılmıştır. Yaşamı boyunca acılar çekmiş olan Midas ‘’eşekkulaklarıyla’’ ya da dokunduğu her şeyi altına çevirmesi ile ünlenmiştir. Aslında, Anne karnında geçirdiği bir hastalık sonucu asimetrik kulaklara sahip olan ve kulaklarını hep gizlemek zorunda kalan bahtsız kral, bütün zenginliğine rağmen her zaman gizliden gizliye halkı tarafından dalga geçilen biri olmuşmuş.

Ayrıca eşeğin çok iyi bir yol yapım mühendisi de olduğu bilinen bir gerçektir. Serbest araziye bırakılan eşek yolun geçeceği en uygun eğim koşullarını belirleyerek, birçok ölçüm cihazının sonuçlarına şaşırtıcı derecede benzeyen eğim değerlerine sahip yollar çizermiş. 1950’lerde ülkemiz dört bir yanını karayolları ağaları ile sararken. Amerika’dan gelen mühendisler eşekler ile yapılan yol belirleme çalışmalarını gördüklerinde, ‘’Peki eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?’’ sorusunu sorma gafletinde bulununca, bizimkiler; ‘’ İşte o zaman yabancı ülkelerden mühendis getiriyoruz ‘’ demişler.

Dilimizde kızılan, kişilere söylenen o kadar çok deyim ve atasözü var ki; aslında eşeklik nerede ise hayatımızın bir parçası. Eğer bir büyüğe danışmadan iş yaparsak ‘’ biz eşek başımıyız’’, Öteki dünyayı tarif ederken ‘’eşek cenneti’’ , birisini uzun süre dövüp eşeği suya gönderip sudan gelinceye kadar haşat etmek, beğenilerimizin tutmaması durumunda ‘’ eşek hoşaftan ne anlar’’, başına fena iş gelmiş kişilere ‘’eşekten düşmüş karpuza dönmüş’’ sevgimizi ifade ederken eşek sıpası, kızgınlığımızda sıpayı büyütüp eşek oğlu eşek  gibi deyimler, bize duygularımızı tercüme etmede yardımcı olmuşlardır.

Eşek edebiyatımıza da yer yer girmiş, birçok roman ya da hikâyemizde yardımcı rol oynarken Divan edebiyatımızda, hiciv sanatının şaheseri sayılan ‘’Harname’’ adlı eserde hak ettiği yeri bulmuştur. Ünlü dönem edebiyatçısı Şeyhi tarafından yazılan bu eser, odun ve su taşımaktan bıkan, zayıf, hasta bir eşeğin öyküsünü anlatmaktadır. Çelebi Mehmet tarafından kendisine verilen köye giderken yolda eşkıyalar tarafından soyulan yazar bu olay üzerine yazdığı ‘’Eşek name’’ ile kendi yaşamından kesitler anlatmaktadır.

Ülkemizde birçok yerde ıssız bırakılan adalara eşek adası denilmektedir. Bunlardan en ünlüsü çeşmeye tekne ile yaklaşık bir saat uzakta olan tertemiz koyları ve konuksever eşekleri ile yat gezileri için ideal bir yer olan Eşek Adasıdır. Bildiğiniz üzere tüketim toplumunda her türlü canlıyı posası çıkana kadar çalıştıran ve çaptan düştükten sonra onları bir kenara fırlatan sistem dediğimiz mekanizma, eşeği de hak ettiği yerlere göndermiştir. Yaşlandıktan sonra ya başıboş, insandan uzak, adalara postalanan ya da kırmızı et fiyatlarını düşürmek için soframızdaki yerini alan bu hayvan, ölümü ile de bize hizmetini sürdürmektedir. Sucuk ile eşeğin özdeşleşmesi ve tarihimizde eşek kesen kasapların önemli yer tutması boşuna değildir.

Geçen günlerde Mardin Belediye Başkanının yaptığı bir açıklama oldukça dikkat çekici idi. Yapılan basın açıklamasında, kentin dar ve merdivenli sokaklarında çöp toplama işlerinde kullanılan ve kadrolu olarak istihdam edilen eşeklerden bir kısmının yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldığı bildirildi. Bir yıldan beri boş kadroları dolduracak eşekler aradıklarını ve ülkemizde bu eşekleri bulamadıklarını ifade eden yetkililere, sonunda müjdeli haber eşeklere hala gereken değeri veren İtalyanlardan geldi. İtalyan büyük elçisi Carlo Marsili tarafından ülkemize gönderilecek olan 15 adet eşek gerekli hizmet içi eğitimlerini aldıktan sonra kadrolu olarak göreve başlayacaklarmış. Ayrıca yetkililer, eşeklerin erkek ve güçlü olasına dikkat ettiklerini sözlerine eklediler.

Bir de çocukluk ve gençlik yılarımızın vazgeçilmez oyunu uzuneşek var efendim. Hepimizin bildiği üzere oyuna tarafsız kalan bir yastık ve sayısız erkek ile oynanır. En zayıfların en öne dizildiği ve irinin zayıfı ezerek çökertmeye çalışıldığı bu oyunda amaç olanca güç ile altta kalana abanmaktır. Temel strateji en zayıf halkaya abanıp basınç uygulamaktır. Eğer eşek grubu üzerine uygulanan bu basınca dayanıp doğru tahmini yapar ise (tek mi? çift mi?), eşek gurubundan eşeğe binen guruba yükselirler,( sosyoloji de dikey hareketlilik). Adrenali yüksek ve acılı ama oldukça gerçekçi bir oyundur.

Geçtiğimiz hafta içerisinde Orta Doğu Teknik Üniversitesinde bir konferansa katılan Başbakanımızın ziyaretini protesto eden bir grup öğrenci kurulan polis barikatını yastık yaparak uzuneşek ve birdirbir oynayarak eylemlilik tarihine farklı bir sayfa açmış ve bu yazının yazılmasına vesile olmuşlardır. Eylemde emeği geçen tüm öğrenci arkadaşlara özellikle eşek gurubuna çektikleri çilelerden dolayı teşekkürü bir borç bilirim.


1 yorum:

  1. Konunun birbiri ile bağlantısını görebiliyormusunuz sevgili arkadaşlar:)Teknik bilgi ve akabinde sonuç bölümü.Harikulade.Teşekkürler Hadi bey

    YanıtlaSil