Powered By Blogger

28 Ocak 2011 Cuma

GRİ..


Günlerdir beklediğimiz soğuk ve yağışlı hava sonunda geldi çattı. Gökyüzü birkaç gündür bulutlu ve gri. İşin güzel yanı yağmur yağıyor ama yinede kapalı bir havaya katlanmak bizim gibi güneşle yıkanan toplumlara zor geliyor olsa gerek. Gri kelimesi dilimize Fransızca duman anlamına gelen ‘’Gris’’ teriminden gelmiş. Türkçedeki yaklaşık karşılığı ise ‘’boz’’ terimidir. Siyah ve beyaz gibi aslında birbirine oldukça zıt iki rengin belirli oranlarda karıştırılması ile elde edilmektedir.

Ülkemizde özellikle okullar, hastaneler ve kışlalarda hâkim olarak kullanılan bu renk hafızamızda bir devlet griliği olarak yer tutmaktadır. Bulunduğu kuşak ve özel konumuyla rengârenk bir görünüm sunan Anadolu Yarımadasında bütün resmi kurumlarımızda bir rengin yaygın olması bana hep garip gelmiştir.

Mesela sarı güneşin/ışığın rengidir. Özellikle yaz aylarında ülkemizin iç bölgelerimizde yeryüzünü örtü gibi kaplayan bozkırın rengidir. Yerde bulduğumuzda öpüp başımıza koyduğumuz ekmeğin/buğdayın rengidir. Ortak sevdadır ezeli rekabette, birleştiricidir.

Bayrağın rengidir kırmızı, kanımızı verdiğimiz simgedir. Tutkunun rengidir, kışkırtıcıdır. Can verendir. Kalbimizden başlayıp tüm hücrelerimize doğru bir yolculuğun rengidir. Kimilerine göre sarının vazgeçilmezidir.

Gökyüzüdür lacivert. Okyanustur alabildiğince, derin. Dalıp gitmektir ufuklara hesapsızca. Liseli yıllarımızdan kalan gri pantolon üstüne giyilen tamamlayıcı ceket ve kravattır. Saygınlığın rengidir bütün bürokratik sahalarda. Beklide sarıya en çok anlam katandır.

Ciddiyettir siyah. Bazen matem bazen ise başkaldırıdır. Şiddetle patlayan bir volkanın arkasında bıraktığıdır. Bir bazalttır yoğundur, serttir şiddetli bir karşı koyuştur. Gecedir aydınlığın habercisidir, yıldızlara fondur olanca matlığı ile.

Bütün renklerin kökenidir, beyaz. Hem toplayan hem de yansıtandır. Kardır, doğaya çekilen bembeyaz bir perdedir. Saflıktır, bütün genç kızlık rüyalarında. Siyaha tezattır ama eşidir yoldaşıdır. Birleşiminden doğacak griye karşı alabildiğince temkinli bir yaklaşımdır.

Hamsiye çizilen ince bir çizgidir Bordo. Karadeniz’in üzerinde bütün cesaretiyle salınıp giden bir rast gele hikâyesi takalardır. Kırmızıya mavinin kattığı bir ağırlık/soyluluk halidir. Ara bir renktir, ağırdır belki ama sonu düşünülmeyen bir cesaret halidir çünkü fena kırmızıdır.

Dünyamızın uzaydaki tanımıdır, mavi. Mavi gezegenin sonsuzluğa kattığı bir renktir. Horon çekip uzak ufuklarda kısmetini arayan, bir toplumun ufuk çizgisidir. Memleket düşmanı denilen ve memleketine şiirler yazan şairin gözlerinin rengidir. Karşı kıyıdan bakmak zorunda kaldığı yurdunu en çok gördüğü renktir.

Geçtiğimiz hafta spora gönül vermiş renkleri ile Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Gençlerbirliği, İzmirspor, Karabükspor, Çanakkale Dardanelspor, Altay, Adanademirspor, Kartalspor, Giresunspor, ve birçok takımlarımızın taraftarları hep birlikte Taksim meydanından Galatasaray meydanına kadar yürüdü. Birçok takımlarımıza gönül veren taraftarların hep birlikte barışça protestoya katılması ve en ezeli rakip takımları Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarının bile yan yana olması çok dikkat çekiciydi.

Tribünlerde birbirine karşı olanca gücü ile yüklenen karşıt taraftarlar bu kez birbirinin omzuna yüklendi ve olanca güçleri ile bağırdılar. ‘’Türkiye bütün renkleri ile bir ulustur diye’’. Stat açılışında devletin kendisi ile övünen öncüllerini yuhaladılar diye tutuklanan/fişlenen tüm Galatasaray taraftarlarının yanda olmaya gelmişlerdi. Ülkeleri rengârenk kalsın diye. Yaşadıkları topraklar yoğun bir sis griliğine bulaşmasın diye. Pırıl pırıl güneşli günler görsünler diye toplandı binlerce taraftar. Puslu havaya inat bağırdılar binlercesi, insan yüzleri ile. Duman çökmesin ve kurt sevdiği puslu havaya kavuşmasın diye.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder